Faruk Çebi’den çağrı: Taş ocakları için sistemsel değişiklik kaçınılmaz
Geçmişte İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü görevinde bulunan, Küresel Isınma ile Mücadele Derneği (Kürem-Der) Genel Başkanı, hemşehrimiz Faruk Çebi, ormanlık alanlara açılan taş ocaklarının doğaya verdiği zararın altını çizerek, sistemsel değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Karar Gazetesinde yer alan habere göre; Orman Yüksek Mühendisi ve Kürem-Der Genel Başkanı hemşehrimiz Faruk Çebi, ormanlık alanlarda faaliyet gösteren taş ocaklarının, orman yangınları kadar büyük zararlara yol açtığını ifade etti. Çebi, bu tür faaliyetlerin sadece ormanları ve içinde yaşayan binlerce canlının yaşam alanlarını yok etmekle kalmayıp, aynı zamanda doğaya geri dönüşü olmayan zararlar verdiğini vurguladı.
ORMANLARIN KORUNMASI GEREKİYOR
Çebi, trilyonlarca lira harcanarak ve insan hayatını tehlikeye atarak korunan ormanların, taş ocakları uğruna feda edilmemesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin ot bitmeyen taşlık alanlarının bolluğuna dikkat çeken Çebi, ormanların doğal afetlere karşı bir panzehir olduğunu belirterek, bu alanların taş ocaklarıyla tahrip edilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
YENİ BİR SİSTEME İHTİYAÇ VAR
Faruk Çebi, yirminci yüzyılın demode olmuş sistemlerinin yirmi birinci yüzyılda hizmet üretmekte yetersiz kaldığını ifade ederek, eski sistemlerin çevre katliamlarına neden olduğunu söyledi. Taş ve türevlerinin üretimi için ormanlardan taş ocağı izni verilmesinin kesinlikle yasaklanması gerektiğini vurgulayan Çebi, sadece som kayalardan oluşan arazilere yönelmek gerektiğini belirtti. Bu hedef doğrultusunda, deniz, kara ve demiryolu taşımacılığından da faydalanılarak, çevre dostu yeni sistemler geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
YASAL VE YAPISAL DEĞİŞİKLİKLER ŞART
Çebi, yasal ve yapısal değişikliklerle çevreyi koruma altına alan yeni sistemlerin kurulması gerektiğini belirterek, mevcut düzenin sürdürülemez olduğunu söyledi. Bu doğrultuda, taş ocaklarının ormanlık alanlara zarar vermeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi ve çevre dostu çözümler üretilmesi gerektiğini savundu.
